GEBZE İŞÇİLERİN BİRLİĞİ DERNEĞİ'NDEN BASIN AÇIKLAMASI!

Gündem 25.11.2025 - 17:08, Güncelleme: 25.11.2025 - 17:08 209 kez okundu.
 

GEBZE İŞÇİLERİN BİRLİĞİ DERNEĞİ'NDEN BASIN AÇIKLAMASI!

Gebze’den işçi ve emekçi kadınlar olarak Mirabel Kardeşler’in inancını ve direncini kuşanarak mücadeleyi büyütüyor.
Gebze İşçilerin Birliği Derneği olarak yürüttüğümüz kadın işçi çalışmalarıyla parçası olduğumuz İşçi Emekçi Kadın Komisyonları (İEKK) olarak bu sene Gebze’de ve daha birçok sanayi havzasında 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle gerçekleştirdiğimiz etkinliklerimizi Dilovası’nda yaşamında yitiren kadın ve çocuk işçilere atfettik. 2025 yılının 25 Kasım’ı için İEKK olarak Gebze’den işçi ve emekçi kadınlar olarak Mirabel Kardeşler’in inancını ve direncini kuşanarak mücadeleyi büyütüyor; ‘Baskı, şiddet ve sömürü düzenine karşı direnişe, örgütlenmeye!’ çağrı yaptığımız açıklamamızı sizlerle paylaşıyoruz:   Kapitalizmin krizi derinleşirken, ekonomik kriz tüm işçileri doğrudan etkilese de işten atmaların ve düşük ücretlerin ilk hedefi biz kadın işçiler oluyor. Çalışma hayatından öncelikle dışlanarak, evdeki “büyük sorumluluklarımızın” başına geri gönderilen, bu sorumluluklar sırtımızda iken esnek ve güvencesiz çalışma koşullarına zorlanan yine bizleriz. Bir şiddet biçimi olan taciz ve mobbing uygulamaları ise çalışma yaşamında ‘olağan’ hale gelmiş durumda. Kadın işçiler, iş yerlerinde de şiddetin türlü biçimleriyle karşı karşıya kalıyorlar. Kadın cinayetlerini aydınlatmak için etkin bir çaba sarf etmek bir yana, iktidar kadınları baskı altında tutmak, sindirmek ve itaatkâr hale getirmek amacıyla kadın düşmanı politikaları tırmandırıyor. Kadınların ev içinde karşı karşıya kaldığı her türlü şiddet ise ‘ailenin kutsallığı’ söylemiyle görünmez kılınmaya çalışılıyor.   Bu tepeden tırnağa çürümüş düzende biz işçi ve emekçi kadınların canının bir değeri yok, emeği ise sudan ucuz. Fakat böyle bir yaşam bizim kaderimiz değildir.   Üzerinizde iş önlükleri Halay çeken hallerinizdi Bir fotoğraf karesinde kalan   Hatıralarda yok Kimin doğum günüydü En son kutlanan Ama 6 kadın ve çocuktu Aynı gün uğurlanan   Dilovası Dün kanser ovası Bugün yangınlar ortası   Dilovası’nda parfüm dolum işlemi yapılan binada yaşanan patlama sonucundan 7 işçi kardeşimiz aramızdan koparıldı. Açık bir ihmalin ve denetimsizliğin, kayıt dışı ve güvencesizliğin resmiydi küle dönmüş bedenler. Dilovası’ndan on gün önce de Gebze’de metro inşaatının dibinde bir bina çöktü. Yine göz göre göre yapılan ihmaller zincirinin sonucunda bir ailenin yaşamı betonların altında son buldu.   Dilovası’ndaki işçi katliamında yaşamını yitiren kadın ve çocuk işçilere atfettiğimiz 25 Kasım’da onların şahsında iş cinayetlerinde yaşamları son bulan tüm işçilere güvencesiz ve kayıt dışı çalışmaya, ücretli kölelik düzenine karşı mücadelemizi büyüteceğimizin sözünü veriyoruz!   Gebze ölüm ve sömürü düzeninin en karanlık yüzlerinden biri olduğu gibi, bu düzene karşı başkaldırının da en önde gelen adreslerindendir. Gebze’de grevler, direnişler, işgaller eksik olmaz. Kadın işçilerin yoğun olduğu ve bir ayı aşkındır grevde olan Smart Solar işçileri başta olmak üzere mücadeleyi büyüten tüm kadın işçi ve emekçilerden güç alıyoruz.   Smart’ta, Şık Makas’ta, Tpi’da, Temel Conta’da, Diegel’de, Hödlmayr’da ve daha nice sanayi havzasında işçiler direnişte, eylemde! Kısa bir süre önce Gebze’de süren kadın cinayeti davalarından biri olan eski Migros direnişçisi Gülhan Esen’in mahkemesi katili ağırlaştırılmış müebbet aldı. Sesimizi de gücümüzü de birleştirdiğimizde mutlaka ama mutlaka kazanacağız!   Diktatörlük zamanıydı Dominik Cumuriyeti’nde Mirabel Kardeşler’in mücadelesi yükseldiğinde   1960 yılının 25 Kasımı’ydı Bir orman ortasında Üç kelebek havalandığında   25 Kasım sadece bir tarih değil bir direnişin, bir cesaretin ve bir uyanışın simgesi… 25 Kasım; yalnızca bir takvim günü değil artık kadınların susmadığı, sessizliğin zincirlerini kırdığı bir gün… Bugünü yaratan mücadele yıllar önce Dominik Cumhuriyeti’nde başladı. Patria, Minerva ve Maria Mirabel kardeşler, diktatörlüğe karşı verilen mücadelenin en önünde yer alan ve direnişte simgeleşen üç kız kardeştir. ‘Kelebekler’ diye anılmışlardır.   Ülkelerinde baskı rejimine karşı çıktıkları için susturulmak istendiler. Ama onların susturulmak istenen sesleri bugün milyonlarca kadının kalbinde ve bilincinde yankılanıyor. Çünkü onlar sadece üç kadın değildi. Özgürlüğün ve eşitliğin sembolüydüler… Mirabel Kardeşler bir adım, bir cesaret, bir haykırış ile başlayan mücadelenin kararlı ve ısrarlı olunduğunda nasıl da tarihi değiştirebileceğini bizlere göstermiştir.   Mirabel Kardeşler’in cesaretini kuşanıyoruz ve diyoruz ki: Artık susmuyoruz! Artık korkmuyoruz! Artık bu düzenin efendilerine itaat etmiyoruz!
Gebze’den işçi ve emekçi kadınlar olarak Mirabel Kardeşler’in inancını ve direncini kuşanarak mücadeleyi büyütüyor.

Gebze İşçilerin Birliği Derneği olarak yürüttüğümüz kadın işçi çalışmalarıyla parçası olduğumuz İşçi Emekçi Kadın Komisyonları (İEKK) olarak bu sene Gebze’de ve daha birçok sanayi havzasında 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle gerçekleştirdiğimiz etkinliklerimizi Dilovası’nda yaşamında yitiren kadın ve çocuk işçilere atfettik. 2025 yılının 25 Kasım’ı için İEKK olarak Gebze’den işçi ve emekçi kadınlar olarak Mirabel Kardeşler’in inancını ve direncini kuşanarak mücadeleyi büyütüyor; ‘Baskı, şiddet ve sömürü düzenine karşı direnişe, örgütlenmeye!’ çağrı yaptığımız açıklamamızı sizlerle paylaşıyoruz:
 
Kapitalizmin krizi derinleşirken, ekonomik kriz tüm işçileri doğrudan etkilese de işten atmaların ve düşük ücretlerin ilk hedefi biz kadın işçiler oluyor. Çalışma hayatından öncelikle dışlanarak, evdeki “büyük sorumluluklarımızın” başına geri gönderilen, bu sorumluluklar sırtımızda iken esnek ve güvencesiz çalışma koşullarına zorlanan yine bizleriz. Bir şiddet biçimi olan taciz ve mobbing uygulamaları ise çalışma yaşamında ‘olağan’ hale gelmiş durumda. Kadın işçiler, iş yerlerinde de şiddetin türlü biçimleriyle karşı karşıya kalıyorlar. Kadın cinayetlerini aydınlatmak için etkin bir çaba sarf etmek bir yana, iktidar kadınları baskı altında tutmak, sindirmek ve itaatkâr hale getirmek amacıyla kadın düşmanı politikaları tırmandırıyor. Kadınların ev içinde karşı karşıya kaldığı her türlü şiddet ise ‘ailenin kutsallığı’ söylemiyle görünmez kılınmaya çalışılıyor.
 
Bu tepeden tırnağa çürümüş düzende biz işçi ve emekçi kadınların canının bir değeri yok, emeği ise sudan ucuz. Fakat böyle bir yaşam bizim kaderimiz değildir.
 
Üzerinizde iş önlükleri
Halay çeken hallerinizdi
Bir fotoğraf karesinde kalan
 
Hatıralarda yok
Kimin doğum günüydü
En son kutlanan
Ama 6 kadın ve çocuktu
Aynı gün uğurlanan
 
Dilovası
Dün kanser ovası
Bugün yangınlar ortası
 
Dilovası’nda parfüm dolum işlemi yapılan binada yaşanan patlama sonucundan 7 işçi kardeşimiz aramızdan koparıldı. Açık bir ihmalin ve denetimsizliğin, kayıt dışı ve güvencesizliğin resmiydi küle dönmüş bedenler. Dilovası’ndan on gün önce de Gebze’de metro inşaatının dibinde bir bina çöktü. Yine göz göre göre yapılan ihmaller zincirinin sonucunda bir ailenin yaşamı betonların altında son buldu.
 
Dilovası’ndaki işçi katliamında yaşamını yitiren kadın ve çocuk işçilere atfettiğimiz 25 Kasım’da onların şahsında iş cinayetlerinde yaşamları son bulan tüm işçilere güvencesiz ve kayıt dışı çalışmaya, ücretli kölelik düzenine karşı mücadelemizi büyüteceğimizin sözünü veriyoruz!
 
Gebze ölüm ve sömürü düzeninin en karanlık yüzlerinden biri olduğu gibi, bu düzene karşı başkaldırının da en önde gelen adreslerindendir. Gebze’de grevler, direnişler, işgaller eksik olmaz. Kadın işçilerin yoğun olduğu ve bir ayı aşkındır grevde olan Smart Solar işçileri başta olmak üzere mücadeleyi büyüten tüm kadın işçi ve emekçilerden güç alıyoruz.
 
Smart’ta, Şık Makas’ta, Tpi’da, Temel Conta’da, Diegel’de, Hödlmayr’da ve daha nice sanayi havzasında işçiler direnişte, eylemde! Kısa bir süre önce Gebze’de süren kadın cinayeti davalarından biri olan eski Migros direnişçisi Gülhan Esen’in mahkemesi katili ağırlaştırılmış müebbet aldı. Sesimizi de gücümüzü de birleştirdiğimizde mutlaka ama mutlaka kazanacağız!
 
Diktatörlük zamanıydı
Dominik Cumuriyeti’nde
Mirabel Kardeşler’in mücadelesi yükseldiğinde
 
1960 yılının 25 Kasımı’ydı
Bir orman ortasında
Üç kelebek havalandığında
 
25 Kasım sadece bir tarih değil bir direnişin, bir cesaretin ve bir uyanışın simgesi… 25 Kasım; yalnızca bir takvim günü değil artık kadınların susmadığı, sessizliğin zincirlerini kırdığı bir gün… Bugünü yaratan mücadele yıllar önce Dominik Cumhuriyeti’nde başladı. Patria, Minerva ve Maria Mirabel kardeşler, diktatörlüğe karşı verilen mücadelenin en önünde yer alan ve direnişte simgeleşen üç kız kardeştir. ‘Kelebekler’ diye anılmışlardır.
 
Ülkelerinde baskı rejimine karşı çıktıkları için susturulmak istendiler. Ama onların susturulmak istenen sesleri bugün milyonlarca kadının kalbinde ve bilincinde yankılanıyor. Çünkü onlar sadece üç kadın değildi. Özgürlüğün ve eşitliğin sembolüydüler… Mirabel Kardeşler bir adım, bir cesaret, bir haykırış ile başlayan mücadelenin kararlı ve ısrarlı olunduğunda nasıl da tarihi değiştirebileceğini bizlere göstermiştir.
 
Mirabel Kardeşler’in cesaretini kuşanıyoruz ve diyoruz ki:
Artık susmuyoruz!
Artık korkmuyoruz!
Artık bu düzenin efendilerine itaat etmiyoruz!

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mansetmarmara.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.