GÖZDE İŞBİLİR; KIŞIN SESSİZ KAHRAMANI; TRİKOLARLA ŞIKLIĞIN FORMÜLÜ

Modacı ve Köşe yazarı Gözde işbilir Aralık ayına özel yazdığı Köşe yazısını yayımladı.

Kışın Sessiz Kahramanı: Trikolarla Şıklığın Formülü Kış kapıya dayandığında, gardıroplarımızın derinliklerinden usulca seslenen bir parça vardır: Triko. Ne bağırarak trend olur ne de bir anda ortadan kaybolur. Sessiz, mütevazı ama bir o kadar güçlü… Soğuk havaların en sadık yol arkadaşıdır o. Peki bu kadar vazgeçilmez bir parçayı nasıl kombinlemeli? Önce şunu kabul edelim: Trikonun en büyük gücü sadeliğidir. Bir kazak düşünün… Ne kadar sade olursa, o kadar fazla hikâye anlatır. Mom jean ile bir araya geldiğinde, şehrin sokaklarında rahatlığın naif bir manifestosuna dönüşür. Oversize bir triko, hafif salaş haliyle “Ben çabasız şıklığın ta kendisiyim” der adeta. Bir de triko elbiseler var. Onlar kış modasının gizli kahramanları… Tek parçada hem sıcaklık hem zarafet sunmalarıyla hayat kurtarır. Dizüstü bir çizmeyle tamamlandığında, insan kendini sanki soğuk bir kış sabahına rağmen ışıldayan bir film sahnesinde gibi hisseder. Triko takımlar ise modern çağın konforu şıklıkla buluşturma çabasının en güzel sonucu. Evden çalışırken pijamadan hallice görünme tehlikesi, bu takımlarla tamamen ortadan kalkıyor. Tek renk bir triko takım ve üzerine uzun bir kaban… “Minimalist” kelimesi böyle günler için var. Ve balıkçı yaka… Onu ayrı bir paragrafla anmak gerekir. Çünkü balıkçı yaka triko, insana sadece sıcaklık değil, bir duruş kazandırır. Midi eteklerle birleştiğinde ofisin soğuk koridorlarında bile özgüvenli bir yürüyüş kaçınılmaz olur. Sonuç mu? Trikolar sadece bir kıyafet değil, kışın ruhunu taşıyan parçalar. Kombinler nasıl olursa olsun, insanın kendi sıcaklığını ortaya çıkaran bir yanı var. Belki de onları bu kadar vazgeçilmez yapan da tam olarak budur: Modanın gelip geçiciliğine inat, samimi bir kalıcılık. Bu kış dolabınızın baş köşesini trikolara bırakın. Emin olun, hem üşümeyeceksiniz hem de kimse “Bugün ne giymişsin?” diye sormadan edemeyecek.