GÖZDE İŞBİLİR; KÜRK MODASININ SESSİZ ÇIĞLIĞI

 Bir zamanlar lüksün, statünün ve “sofistike” görünmenin en kestirme yolu olarak sunulan kürkler, bugün artık giderek büyüyen bir vicdan muhasebesinin gölgesinde. Sokaklarda hâlâ kürk yakalı mantoları, gösterişli paltoları görmek mümkün; özellikle de kış ayları geldiğinde vitrindeki cazibesi kimilerini hâlâ kendine çekiyor. Fakat kürkün cazibesi, arka planındaki acı gerçekleri görünmez kılamıyor. Üretim sürecinde yaşananlar, hayvan hakları konusunda artan farkındalık ve modanın dönüşen değerleri, eski alışkanlıkların üzerine kocaman bir soru işareti koyuyor.

Bugün pek çok marka, gerçek kürkü koleksiyonlarından tamamen çıkardı. Sahte kürk teknolojilerinin gelişmesi, sürdürülebilir kumaşların yaygınlaşması ve tüketicilerin daha etik tercihler yapmaya yönelmesi, sektörü mecburen yeni bir yola soktu. İlginç olan şu ki, bir zamanlar modanın vazgeçilmezi olan kürk, şimdi modanın kendi evrimi tarafından geri plana itiliyor. Ve belki de bu dönüşüm, modanın en sağlıklı yüzlerinden biri. Kürk modasında hâlâ direnen bir kesim var elbette.

Onlara göre kürk, bir gelenek, bir zevk, bir kalite göstergesi. Ama moda dediğimiz şey, toplumsal bilinç yükseldikçe anlamı değişen bir dil değil mi zaten? Bugün kürk takmanın bedeli yalnızca etik değil; aynı zamanda sosyal bir duruşu da simgeliyor. Bir kürk paltoyu giymekle giymemek arasındaki fark, artık sadece stil farkı değil; aynı zamanda bir değerler bütünü. Elbette kimseyi zorla dönüştürmek mümkün değil. Ama moda dünyasının sahip olduğu görünür güç, değişimi hızlandırmaya yetiyor. Podyumlar, dergiler, tasarımcılar; hepsi bu dönüşümün aktörleri. Ve belki de yıllarca “lüks” diye pazarlanan bir parçanın bugün etik dışı bulunması, aslında modanın olgunlaştığını gösteriyor. Sonuç olarak, kürk modasının eskisi kadar parlamadığı açık. Belki hâlâ raflarda kendine yer buluyor ama kalplerdeki yerini yavaş yavaş kaybediyor. Bu kez modanın kazananı gösteriş değil, farkındalık. Belki de en güzel moda, kimseyi incitmeyen moda.